Dünyanın hızla gelişen sektörlerden biri olan turizm; milyonlarca kişinin seyahat ettiği, önemli bir pazarı oluşturmaktadır. Eski alışkanlıkların değişmesi, teknolojideki hızlı gelişmeler ve turizmin giderek çeşitlenmesi, her yıl daha fazla insanın yer değiştirmesine ve dolayısıyla sosyal ve kültürel alışverişin artmasına olanak sağlamaktadır.
Son yıllarda yaşanan ekonomik sorunlar, Sosyal huzursuzluk ve savaşlar turizmin, özellikle ekonomik yönünün daha çok dikkate alınmasına neden olmuştur. Turizm sektörü gelecekteki en önemli zenginleşme kaynağı olmasının yanı sıra, aynı zamanda da etkin bir sosyal politika imkanı da sunmaktadır.
Giderek daha sert bir rekabetin yaşandığı turizm pazarına geç girmiş olan Kuzey Kıbrıs, ortalamanın üzerinde bir hızla büyüyerek kısa zamanda yüksek bir ivme yakalamıştır. Bu ivme, içinde bulunduğumuz 2019 yılında devam etmeyerek bir düşüş yaşanmıştır. Bu düşüşü 2020 yılında durdurup tekrardan yükselişe geçirmek için bakanlık olarak yoğun bir şekilde çalışıyoruz.
Ülkemiz Akdeniz Bölgesi’nin turizm pazarında çok önemli bir yere sahiptir. Kuzey Kıbrıs destinasyonu bakir kalmış yapısı ile Avrupalı turistin de ilgisini çekmektedir.
Turizm sektörü vasıtasıyla edineceğimiz olumlu imaj, diğer alanlarda yaşadığımız sıkıntıları aşmamızda büyük katkı sağlayacaktır. İyi bir imajla, iyi bir “Kuzey Kıbrıs” markasıyla, uluslararası siyasal-sosyal ve ekonomik gelişmelerde ve oluşumlarda daha etkin ve güçlü olmamızın yolu kuşkusuz turizmden geçmektedir.
Geçmişten günümüze ulaşan doğa ve tarihi zenginlikleri ve güzellikleriyle ülkemizin potansiyelini en iyi şekilde değerlendirerek Dünya turizminden hak ettiğimiz payı alabilmemiz için her türlü gayreti göstereceğiz.
Varlığını ve gelişmesini, dünya barışına, huzuruna, istikrarına borçlu olan ve kalkınmaya, refaha, barış ve diyaloga katkıda bulunan turizm, insanlığımızın geleceğe, oluşacak yeni dünya düzenine hazırlanmasında oldukça önemli bir rol oynayacaktır. Bugün gelinen noktada, turizmin öncelikleri ve turizm sektörünün stratejileri, küreselleşen ve geleceğe hazırlanan dünyanın gerekleri ve öncelikleriyle örtüşmektedir.
Dünyada giderek daha çok sayıda etnik ve dini çatışma ortaya çıkarken, halkları kaynaştıran özelliğiyle önem kazanan bu sektör dünya barışı için anahtar bir role sahiptir.
Turizmin ulusal ekonomilere katkısının yanı sıra uluslararası kültürel ve toplumsal iletişimi sağlayıcı ve bütünleştirici rolünün tüm dünyada egemen olması dileğiyle “27 Eylül Dünya Turizm Günü”nü kutlar, sektörün gelişimine emek veren tüm turizm paydaşlarımıza da başarılar dilerim.