Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesinde gerçeleştirilen sempozyuma, Turizm Ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Müsteşar Yrd.Doç.Dr. İsmet Esenyel, Yakın Doğu Üniversitesi Rektör yardımcısı Prof.Dr. Murat Kocaoğlu, YDÜ Center Of Excellance Başkanı Prof. Dr. Nedime Serakıncı, Taşkent Doğa Parkı Direktörü Kemal Basat, öğretim elemanları ve konuklar katıldı.
Açılış konuşmasını gerçekleştiren Taşkent Doğa Parkı Direktörü Kemal Basat, “çevre tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok önemli bir konu. Sürekli olarak irdelenmesi, çevreyi korumak ve çevremizi geliştirmek adına sürekli çalışmamız gerekiyor. Bu kadar kişiyi salonda gördüğüm için gerçekten çok mutluyum.” Dedi..
Basat, “Ne kadar iyi olursak olalım bir konuda hep daha iyi olmamız için bir yerimiz vardır. Buna ulaşmak için bu tarz çalıştayları sık sık tekrarlayıp bir araya gelmeliyiz diye düşünüyorum. Bugünkü çalıştayımız ilerde yapacaklarımızın birincisi olur ve sürekli olarak ülkemizi çevremiz adına geliştirmek için çalışmaya devam ederiz. Teşekkür ederim” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Yrd.Doç.Dr. Nazım Kaşot; “Dünyamız Artık Bir Tükenişe Doğru Gidiyor”
Ardından söz alan Yakın Doğu Üniversitesi Center Of Exellence Doğa Biyoizlem Koruma ve Araştırma (DOBİKAM) Başkanı Yrd.Doç.Dr.Nazım Kaşot ise, “Üniversite bünyesinde Center Of Excelance’ye bağlı Doğa Biyoizlem, Araştırma ve Koruma Merkezinin sivil toplum ve de bakanlıkla düzenlediği ilk çalıştay ve sempozyumla sizlerin karşısında olmaktan büyük onur ve mutluluk duyuyorum. Çevre konusu yıllardır konuşulmaya başlanmış 70’leden beri konuşulan bir konu.
Dünyamız artık bir tükenişe doğru gidiyor ve bu tükenişe dur diyebilmek için çevre bilinçli bireyler yetiştirmek gerektiğini vurgulamaya başladık. Bu nedenle özellikle araştırma merkezini kurarken hem biyolojik çeşitlilik araştırmaları hem hem biyolojik çeşitlilik eğitimleri ve çevre eğitimleri ile bu araştırma merkezini belli bir noktaya getirmeyi hedeflemiştim. Bu uğurda yola çıkarken öncelikle Prof. Dr. Nedime Serakıncı bana çok destek oldu.” diye konuştu.
Kaşot; “Bir çok paydaşı bir araya toplayarak değerli hocalarımızın da katkılarıyla bugün gerçekleştireceğimiz sempozyumda bir çok konuyu vurgulayacağız. Yarın akabinde yapacağımız atölyelerde yine 8 farklı konuyla ciddi anlamda çevre konusuna katkı koymaya çalışacağız. Umut ediyorum ki bunu gelenekselleştiririz ve canla başla çalışmaya devam ederiz. Artık kaybedecek bir dakikamız bile yok.” Diyerek sözlerini sonlandırdı.
Prof. Dr. Serakıncı; “Son 40 Yılda İlk Göze Çarpan İnsanların Bencilliğinin Ve Endüstirinin Hep Suçlandığı.”
Yakın Doğu Üniversitesi Center Of Excellance Başkanı Prof. Dr. Nedime Serakıncı, “Sayın Bakanım, sayın Rektör Yardımcım, sayın müdürüm, bir kez daha burada bulunarak sadece varlığınızla düşüncenizle bizleri desteklediğinizi gösterdiğiniz için şahsım ve üniversitem adına teşekkür ediyorum. Dün akşam hep çevre günü kutlandı diye geçiyor. Neler yapılmış, kaçıncı yılındayız diye söyle bir tarayayım dedim, bugün 46. Yılında gündeme geldiğini ve kutlandığını gözlemledim.
Son 40 yılda neler yapılmış? diye baktığımda aslında ilk göze çarpanın insanların bencilliğinin ve endüstirinin hep suçlandığını gözlemledim. Yani hep kendi hırslarımız, kendi gelişmemiz, kendi lüks yaşantımız doğrultusunda hızlı gelişen endüstiri hep suçlandı ama hiç bir yaptırım yapılmamış. Bugün gelişmiş olduğunu düşündüğümüz ve kabul ettiğimiz ülkelerin bu konuda neler yaptığına baktığımda ana okullarda şöyle bir oyunları olduğunu gözlemledim.Doğaya pikniğe gittik neyi arkamızda bırakırız? diye bir oyun var. Yiyecek artıklarını bırkabiliriz. Onlar geri dönüşümlüdür. İşte plastiği poşetimize koyar geri eve götürürüz gibi şeyleri daha anaokul çocuklarına yani 3-5 yaş arasına öğrettiklerini gözlemledim.
Bu da şunu gösteriyor aslında, birilerini suçlamak yerine olayı tersine çevirip ta küçük yaşlarda önce ailemizde evimizde sonra çevrede, mikro ve makro çevrenin aslında biliçle yaklaşılarak eğitimle korunabilineceğini gösterebiliriz. Ufak tefek katkılar ile sanırım bugünün çıktısı olacak verilere ulaşmış olacağız. O yüzden de başarılı çok güzel çıktıları olan ve burdan çıktığımızda öğrencileri, çocukları,gençleri, bizleri eğitebilecek bir takım görüşlerle ayrılmanızı temenni ederim.” Dedi.
Ataoğlu; “Bugün Toprağı, Suyu Ve Havasıyla İçinde Yaşadığımız Çevrenin Günüdür.”
Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu; “ben öncelikle bu güzel etkinliği düzenleyen Yakın Doğu Üniversitesi’ne, Taşkent Doğa Parkı Yetkililerine ve değerli zamanlarını ayırıp bize ayıran akademisyen arkadaşlarıma, dünyada olmamız gereken noktaya ulşamamız için elinden geleni yapan Çevre Dairesi personeli arkadaşlarıma çok teşekkür ederim. Tabi bugün toprağı, suyu ve havasıyla içinde yaşadığımız çevrenin günüdür. Daha sağlıklı bir dünya içerisinde olmamızla ilgili yaptığımız bir çalışmadır. Turizm ve Çevre Bakanlığı olarak, Çevre Dairesi’nin, sivil toplum örgütlerinin, çevre gönüllüsü kardeşlerimin, eğitim bakanlığı ile ortaklaşa yapmış olduğumuz ortak çalışma sonrasında geçtiğimiz dönem 9. Sınıflara çevre dersini zorunlu olarak koyduğumuzu belirtmek isterim.”
Bakanlık olarak hedeflerinin “çevrenin gösterdiği yoldan gitmek, onu tahrip etmeden, onunla uyum içinde yaşamayı başarabilmektir” diyen Ataoğlu, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı çevre politikalarımızın esasını oluştururmaktadır diyerek sözlerini sürdürdü.
Avrupa Birliği normalrına uygun olarak çıkarılan 18/2012 Sayılı Çevre Yasası ile çevre konusunda çok ciddi bir sıçrama gerçekleştirildiğini söyleyen Ataoğlu sözlerini şöyle sürdürdü;
“Uygulamada yaşadığımız eksikliklerin farkındayız bu nedenle, Yasa değişikliği için çalışmlarımızı başlatmış bulunmaktayız. Bunların yanı sıra, Çevre Koruma Dairesi personeli atık, gürültü, doğal hayat ve atıksu gibi konularda gerek Avrupa Birliği uzmanlarından destek alarak, gerekse TC Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan destek alarak Tüzük çalışmalarını sürdürümektedir.”
Konuşmaların ardından Yakın Doğu Ünivertsitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği Bölümü müzik dinletisi sundu.Ardından verilen kısa aranın ardından oturumlara geçildi.