TATAR
Bakanlığın gösterdiği gayretten mutluluk duyduğunu dile getiren Tatar, çeşitli ülkelerde tur operatörlerine yönelik ülke turizmini tanıtıcı temasların turizme katkı yapacağına inanç belirtti.
Tatar, ülke turizmi ile ekonomiye katkının en iyi şekilde değerlendirilmesi için otellerde yerli ürünlerin kullanılması gereğine işaret ederek, bununla birlikte ürünlerin takibinin de önem arz ettiğini ifade etti.
1974 yılından bugüne kadar geçen sürede ülke turizminde büyük bir gelişim yaşandığı ve bunun için gelmiş geçmiş tüm hükümetlerde turizm alanında görev yapan bakan ve müsteşarların emeği bulunduğunu belirten Tatar, katkıları için teşekkür etti.
İsviçre’de yapılmakta olan Kıbrıs müzakerelerine de değinen Tatar, Rum tarafının toprak yanında sahillerin yüzde 50’sini de istediği yönünde talepleri bulunduğunu duyduklarını belirterek, gerçek olması halinde bunun vahim bir gelişme olabileceğini ifade etti.
Tatar, kriterler arasında sahillerin verilebilecek olmasını kınayarak, sahillerin ülke turizm potansiyelinin en güzel tarafını oluşturduğu söyledi ve “Turizm çıtasını bu noktaya yükseltmişim, yok öyle yağma” dedi.
Çevre ve sahillerin korunmasının öneminde değinen Tatar, maliyeti nedeniyle atık suların arıtılmadan denize verilmesinde denetim olmayabileceğini ancak arıtma mekanizması kurulmadan atık suların denize boşatılması durumunda da insanların nerede yüzebileceklerini sordu?
Gündemde şehircilik ve emirname konularının da tartışıldığını ifade eden Tatar, günün sonunda güçlüklerle karşılaşılmaması için bina, yol ve alt yapıların birlikte geliştirilmesi gerektiğini ifade ederek, aksi durumda tıkanma yaşandığını vurguladı.
ÖZGÜR
CTP Lefkoşa Milletvekili Birikim Özgür ise, ülkede reform dendiğinde kamu kaynaklarının etkin kullanılmasının anlaşıldığını belirterek, Türkiye’nin bu aşamayı ekonomisini yerli ham madde kullanımı ve ileri teknoloji üreterek aştığını, KKTC’nin ise bütçe açıkları ile ‘patinaj’ çektiğini söyledi.
Bu durumun ülkenin ekonomik büyümesini sağlayacak kaynağa sahip olamamasından kaynaklandığını belirten Özgür, KKTC’nin bunu Türkiye ile yapmakta olduğu protokollerle aşmaya çalışarak turizm ve yerel sektöre katkı sağladığını ve bunun da karşılıksız, hibe şeklinde gerçekleştiğini ifade etti.
Bu avantajın bilincinde olarak turizm sektörünü düzene sokmak gerektiğini belirten Özgür, ülkede turizm için kullanılan arazi ve bazı sahil şeritlerinin Rumlara verilebileceği ve yeni düzenlemelerle karşılaşılabileceğini söyledi.
Özgür, bu durumda önemli olanın bu sahil ve arazilere ne kadar sahip çıkıldığı ve ne kadarının gerçek turizm yatırımcılarına tahsis edildiği konusu olduğunu belirterek, ülkenin bu konuda ciddi imaj kaybına uğradığının farkında olduğunu savundu.
HAMZAOĞULLARI
CTP Milletvekili Biray Hamzaoğulları da Turizm ve Çevre Bakanlığı’nca turist taşımada kullanılan otobüslerin İskele ile İskele Boğazı’nı pas geçtiğini savunarak bunu eleştirdi.
Hamzaoğulları, sözkonusu araçların bölgede mola vermesi halinde yöreye maddi kazanç sağlayabileceğini söyledi.
Dipkarpaz’da mola verdikleri noktalarda da yolcuların tuvalet ihtiyacını giderebileceği tuvalet yapılmasını istedi.
Dipkarpaz bölgesindeki eşek konusuna da değinen Hamzaoğulları , Meclis’te de dile getirdiği bu konuda bugüne kadar ciddi önlem alınmadığını savunarak, 2013 yılında bölgeye dikilen bariyerlerin sorunu çözmediğini kaydetti.
Hamzaoğulları, bölgedeki fakir insanların tarlalarını kendine mesken tutan eşeklerin dikilen sebzeler yanında ekin zamanında da başakları yemekte olduklarını aktardı ve zarara tazminat ödenmediğine dikkat çekti.
Bafra Pamuklu yöresindeki oteller zincirinin yavaş ilerlediğinden de bahseden Hamzaoğulları, Turizm ve Çevre Bakanlığı tarafından arıtma konusunda sıkıntı çeken bölgedeki işletmelere 380 bin TL para verildiği yönünde bir haber duyduğunu ve bunun gerçek olması durumunda konuyu eleştireceğini söyledi.
“Mehmetçik belediyesine niye yok ?” diye soran Hamzaoğulları, bu paranın nereden verildiğini sordu.
Hamzaoğulları Kaleburnu’nda bulunan tarihi mezarların sergilenebilmesi için köy futbol sahasının uygun olduğunu, benzer müzenin ayrıca Sipahi’de açılabileceğini söyledi.
ATAOĞLU
Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu ise Turizm ve Çevre Bakanlığı’nın ‘bakanlıklar arasında en önemli bakanlıktan bir tanesi’ olarak ifade edilmesinin doğru olduğunu belirterek, ekonomi yanında eğitim, ulaştırma, sağlık alanlarında yaptığı katkının ortada olduğunu söyledi.
2017 yılı bütçesinden bakanlığa; yüzde 2.5 gibi düşük bir oranda pay ayrılmasını eleştiren Ataoğlu, buna rağmen gelecek yıl için en iyi şekilde çalışacaklarını belirtti.
Kasım ayı otellerdeki doluluk oranına bakıldığında bunun yüzde 70’lerin üzerinde olduğunu belirten Ataoğlu, 5 yıldızlı otellerde ise doluluğun yüzde 80’lerin üzerinde gerçekleşmekte olduğunu kaydetti.
Rusya, İngiltere, Almanya ve yakın bir süre sonra Azerbaycan’da gerçekleştirecekleri turizm tanıtım etkinliklerine sadece bakanlık yetkililerini değil, otelci, restorancı, sanayici, işadamlarını da beraberlerine götürdüklerini belirten Ataoğlu, bu tanıtım seferberliğinde KKTC genelini tanıtmayı amaçladıklarını söyledi.
Bakanlığa bağlı Orman Dairesi’nin faaliyetlerinden de bahseden Ataoğlu, gazete köşelerinden kurtulmayı başaran dairenin piknik alanlarını özelleştirerek topluma yakışır hale getirmeyi başardığını belirtti.
Eski Eserler ve Müzeler Dairesi’nin de bir çok müze yeri açtığını ifade eden Ataoğlu, amaçlarının ambarlarda tutulan eserleri özel şirketlerden hizmet alarak bakımlarını gerçekleştirip sergilenmelerini sağlama olduğunu kaydetti.
Yeni İskele ve Büyükkonuk bölgesindeki müzelerin de yakında açılacağını kaydeden Ataoğlu, Gazimağusa’da da 2-3 müzenin restorasyon çalışması yanında, Girne’de de benzer çalışmalar başlatacaklarını söyledi.
Ataoğlu, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı ve sivil toplum örgütlerinin katkılarıyla yapılan çalışma ile çevre dersinin okullarda zorunlu ders olarak okutulması yanında geri dönüşüm için de çöp toplama aparatları dağıtıldığını belirtti.
Ataoğlu, Yaşlı ve özürlülere yönelik tüzük çalışmasının sona yaklaştığını, bu kesimlere yönelik çalışmaların hayat bulacağını ifade etti.
Türkiye Şehircilik Bakanlığı ile ülkesel fiziki plan çalışmaları başlatıldığını da aktaran Ataoğlu, bu konuda Türkiye’de düzenlenecek toplantıya ilgili daireden yetkililerin katılacağını belirtti.
Ataoğlu, ikinci Bafra bölgesindeki çalışmalarla ilgili olarak sıkıntı yaşanabilecek yerlere ilgili daire tarafından uyarılar yapıldığını anlattı.
Yeni teşvik mevzuatı, charter seferler, köy pansiyonculuğu ve eko turizmi için de yeni bölgeler ayarlandığını aktaran Ataoğlu, ülke turizminin bir marka değere ulaştırılacağını söyledi.
Eleştirileri de yanıtlayan Ataoğlu, bu yıl deniz tahlillerinin düzenli olarak yapılarak paylaşıldığını, otellere değil acentelere verildiğini, hiçbir tesise su parası ödemesi yapılmadığını kaydetti.
Dipkarpaz ve Apostolos Andreas Manastırı’nda turizm ofisleri açılacağını belirten Ataoğlu, manastırdaki çalışmaların sona geldiği ve yakında ihaleye çıkılacağını söyledi.
Kışın acentelerin getirdiği turistlerin ülke geneline yayılmasıyla ilgili tur düzenlediğini de belirten Ataoğlu, bununla ilgili her gün 10’un üzerinde otobüsün turistlere hizmet verdiğini ve gün içinde 5 müze ve ören yeri gezme zorunluluğunu 2 güne çıkardıklarını kaydetti.
Ataoğlu, Dipkarpaz’da eşekler konusunda yapılan bariyerlerin arazinin şartları nedeniyle eksik kaldığı ve bununla ilgili tekrar çalışma başlatıldığını söyledi.
Ataoğlu’nun konuşmasının ardından Turizm ve Çevre Bakanlığı bütçesi onaylandı.