Birleşmiş Milletler Örgütü’nün 1972 yılında İsveç’in başkenti Stockholm’de 133 ülkenin katılımı ile düzenlediği zirvede, 5 Haziran tarihini “Dünya Çevre Günü” olarak kabul edilmesini oybirliği ile kabul etti. O tarihten bu yana çevre sorunlarına kamuoyunun dikkatini çekmek, halkın katılımını geliştirmek ve politik ilgiyi arttırmak üzere dünya genelinde çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Organizasyonu verilerine göre her yıl 1.3 milyar ton yemek atılmakta ve israf edilmektedir. Öte yandan yine verilere göre dünyada her 7 kişiden 1’i açlık çekmekte, 20,000’den fazla 5 yaşın altındaki çocuklar açlıktan ölmektedir. Dünyada 2 milyar insan açken, acaba günde ne kadar çok yiyeceğin, ekmeğin çöpe atıldığını, suyun boşa akıtıldığını görmekteyiz.
5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde yediğimiz yemeklerden nasıl tasarruf edebileceğimizi ve böylelikle dünyaya nasıl daha faydalı olacağımızı düşünmemizde yarar var.
Anayasamızda ifadesini bulan “sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı” çevre politika ve stratejilerimizin esasını oluşturmaktadır. Doğal kaynakların yönetiminde; varolan kaynakların korunması birinci önceliğimizdir. Koruyarak kullanmayı, en önemli prensip olarak kabul ettik. Bu prensibi; ulaştırmadan tarıma, enerjiden sanayiye bütün sektörlerde işler hale getirmek için Çevre Yasa’sını ve bağlı tüzükleri, Avrupa Birliği normlarına uyumlu bir şekilde, hem zaman içinde gelişen ihtiyaçları karşılamak, hem de yerel sorunlarımıza daha kolay cevap verebilmek için çalışıyoruz.
5 Haziran Dünya Çevre Günü nedeniyle, birçok çevre sorununa dikkat çekilirken, ülkemizde çevrenin korunarak geliştirilmesi için yürütülen en önemli faaliyetlerde şöyle sıralanabilir;
Ülkemizin hava kalitesinin korunarak, daha bilimsel verilerin elde edilmesi için, Lefkoşa, Gazimağusa, Girne, Güzelyurt, Kalecik, Teknecik ve Alevkayasındaki Hava Kalitesi Ölçüm İstasyonları her gün rutin olarak kontrol edilmekte ve alınan veriler merkezi bilgisayarda değerlendirilmektedir. Değerlendirilen veriler her yıl rapor halinde kamuoyunun bilgisine getirilmektedir.
Öte yandan, Çevre Koruma Dairesi adına Avrupa Birliği tarafından mali yardımları ile “Kuzey Kıbrıs’ın potansiyel Natura 2000 alanlarının korunması ve yönetimi için teknik yardım projeleri” kapsamında yürütülmüş ve biyoçeşitliliği koruma adına önemli adım atılmıştı. Yürütülen projeler doğrultusunda ülkede başta Karpaz, Akdeniz (Köyü), Güney Karpaz sahilleri, Alagadi, Tatlısu sahilleri ve Girne Dağları olmak üzere potansiyel Natura 2000 alanı belirlenmiş ve bu alanların yedi tanesi Özel Çevre Koruma Alanı olarak ilan edilmiştir.
Atık konusu ile ilgili yaptığımız çalışmaların bir kısmı sonuçlanmış, bir kısmı ise devam etmektedir. Hem yasal boyutta hem de ülkedeki atık sorununa kesin çözüm bulma açısından şuan Bakanlığımıza bağlı Çevre Koruma Dairesi ile çok ciddi çalışmalar yürütülmektedir.
Atık su sorunu ülkemizin en önemli çevre sorunlarından biridir, Turizm ve Çevre Bakan’lığının bu sorunları çözmek için çalışmaları devam etmektedir. Atık suların çözümü şehirlerde kanalizasyon ve arıtmalarla mümkündür.
Çevre; bir eğitim meselesidir ancak bu sadece bir bakanlığın, tek başına bir kurumun başarabileceği bir iş değildir. Bütün kişi ve kurumların içinde yer almasını gerektiren bir seferberliktir. Ancak bu çalışmaların başarıya ulaşması için bütün vatandaşlarımızın toplumsal desteğine ihtiyaç duyuyoruz. Bunun için başta medya mensuplarımız olmak üzere bütün kamu kurum ve kuruluşlarının, sivil toplum örgütlerinin bize destek olacaklarına inanıyorum.
İnsanlığın bu ortak meselesi için görevli kamu kurumları yanında, eğitim kurumlarımız, sivil toplum kuruluşlarımız, gönüllü kuruluşlarımız, yazılı görsel ve işitsel basınımız ve tüm bireyler olarak hep birlikte çaba sarfedilmeli ve iş birliğini güçlendirmeliyiz. Maksadımız daha yeşil, daha güzel, daha temiz ve daha yaşanabilir bir Ülke gerçekleştirmektir.
Bütün canlılara hayat bahşeden tabiat ve çevrenin öneminin bir kez daha yüksek sesle dile getirildiği bugün, daha güzel bir dünya için herkese açık bir davettir.
“Doğayı Korumak, İnsanı Yaşatmaktır” diyerek sözlerimi tamamlıyor, bu duygu ve düşüncelerle tüm Halkımızın “Dünya Çevre Günü” munasebetiyle temiz ve sağlıklı bir Kıbrıs ve Dünya diliyorum.